- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
7 Ekim’den beri süren İsrail saldırılarıyla Gazze’deki çatışmaların şiddeti arttıkça dünya genelinde Filistin Devleti’nin tanınması çağrıları yeniden canlandı.
İspanya, İrlanda, Malta ve Slovenya gibi ülkeler, “uygun şartlar oluştuğunda” Filistin’i tanımaya hazır olduklarını beyan etti. Bu, Filistin Devleti’nin uluslararası alanda daha fazla tanınmasını sağlayacak önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Son olarak BM Genel Kurulu, Filistin’in BM üyeliğinin BMGK’da tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınması talep edilen karar tasarısını kabul etti.
Söz konusu karar Filistin’e tam BM üyeliği hakkı tanımamakla beraber çok sayıda BM üyesinin desteğini göstermesi açısından önem taşıyor.
BM’nin 193 üyesinden 139’u Filistin Devleti’ni tanımış durumda. Bu, Filistin’in uluslararası alanda artan kabulünü yansıtan önemli bir tablo. Bundan sonra da Filistin Devleti’nin Batı nezdinde kabulünün artması bekleniyor.
Yaser Arafat devlet ilan etmişti
Yaser Arafat, 15 Kasım 1988’de tek taraflı olarak Kudüs’ü başkenti olarak belirleyen bağımsız bir Filistin Devleti’ni ilan etti. Bu duyuru, Cezayir’deki Filistin Ulusal Konseyi toplantısında yapıldı ve Cezayir, bağımsız Filistin Devleti’ni resmen tanıyan ilk ülke oldu.
Bu duyurunun ardından birkaç hafta içinde Türkiye, Hindistan, Arap dünyasının büyük bir kısmı ve bazı Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere onlarca ülke, aynı adımı attı ve bağımsız Filistin Devleti’ni tanıdı. Bu, Filistin’in uluslararası alanda daha fazla kabul görmesine ve desteklenmesine yönelik önemli bir dönemeç oldu.
2010’un sonlarına ve 2011’in başlarına doğru, Orta Doğu barış sürecinin krizde olduğu bir dönemde, Arjantin, Brezilya ve Şili gibi Güney Amerika ülkeleri, Filistin’e desteklerini açıkça dile getirdi.
Bu karar, Filistin’in uluslararası alanda daha fazla tanınmasını ve desteklenmesini sağlamak için önemli bir adım olarak değerlendirildi. Bu ülkelerin desteği, Filistin’in barış sürecindeki haklarının ve taleplerinin daha fazla vurgulanmasına ve dikkate alınmasına katkıda bulundu.
İsveç, Batı Avrupa’da Filistin’i tanıyan ilk ülke oldu
Avrupa’da da Filistin’i devlet olarak tanıyan ülkeler var. Ancak, Batı Avrupa ülkeleri arasında bu tutum çok yok. Öyle ki İsveç, birliğe katıldıktan sonra 2014 yılında, Batı Avrupa’da Filistin Devleti’ni tanıyan ilk Avrupa Birliği (AB) üyesi oldu.
AB’ye girmeden önce Filistin’i tanıyan ülkeler de var. Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Kıbrıs, Polonya ve Romanya bu ülkeler arasında yer alıyor.
Şimdi ise AB ülkelerinde, Filistin’in devlet olarak tanınması çağrıları artıyor.
İrlanda, Malta ve Slovenya liderleri 22 Mart’ta İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile birlikte yaptıkları ortak açıklamada “koşullar uygun olduğunda” Filistin’i tanımaya hazır olduklarını bildirmişti.
Peki, Batılı ülkelerin devlet olarak tanıması neyi değiştirir? Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Gökhan Çınkara’ya bu soruyu sorduk.
“ABD gibi ülkelerin üzerinde baskı oluşturur”
Dr. Çınkara, Filistin’in devlet olarak tanınmasının, İsrail’in küresel siyasetteki manevra alanını daraltacağını belirtiyor. Özellikle ABD gibi ülkelerin üzerinde baskı oluşturabileceğini söylüyor.
Çınkara ayrıca bu durumun, Filistin’in küresel siyasetteki rolünü sıcak ve dinamik bir konu olarak tutmaya devam edeceğine dikkati çekiyor.
Zira, Filistin’in uluslararası alanda tanınması, İsrail-Filistin çatışmasının çözümüne doğru atılmış önemli bir adım olarak değerlendirilse de, sürecin karmaşıklığı ile çeşitli siyasi, ekonomik ve güvenlik etmenleri nedeniyle hala birçok belirsizliğin olduğu değerlendiriliyor.
Filistin’in küresel siyasetteki rolü, bölgesel istikrar, insan hakları, uluslararası hukukun uygulanması gibi geniş bir yelpazede tartışma konusu olmayı sürdürüyor.
Özellikle iki devletli çözüm ve bölgesel istikrar açısından Filistin’in statüsü ve tanınması, uluslararası toplumun dikkatini çekmeye devam eden önemli bir konu olarak gündemdeki yerini koruyacak gibi görünüyor.