[wp-story]

Eurovision sadece ‘kendi gündemlerine’ uyduğu zaman politik değildir

İsveç’in Malmö kentinin ev sahipliği yaptığı 68. Eurovision Şarkı Yarışması, İsrail’in katılımına yönelik protestolar, eleştiriler ve boykot çağrılarıyla devam ediyor.


Büyük finalinin 11 Mayıs’ta yapılacağı yarışmada, İsrailli temsilci Eden Golan, ülkesini “Hurricane” isimli şarkıyla temsil edecek.


İkinci yarı finalde yarışan Golan’ın, provalar ve canlı yayın sırasında seyirciler tarafından yuhalandığı ve “Özgür Filistin” sloganlarıyla protesto edildiği videolar sosyal medyada gündem oldu.


İsrail’in katılımı nedeniyle şehirde ve arenada üst düzey güvenlik önlemleri alınırken, Filistin’e desteğini bildiren yarışmacılar da EBU tarafından sansürleniyor.


“Eğer bir yayıncı ya da ülke, kuralları ihlal ediyorsa (yarışmadan) men edilmelidir”


Yarışmayı yerinde izleyen seyirciler arasında yer alan Amer Begovic, İsrail’in tepkilere rağmen Eurovision’a katılması ve yarışmanın düzenlendiği arenada seyircilerin İsrail’e tepkisi ile ilgili açıklamada bulundu.


Eurovision’un “barış ve birliği teşvik etmek için düzenlenen bir yarışma olduğunu” belirten Begovic, “Şu anda çatışmayı kışkırtan bir ülkenin, barışı teşvik eden bir yarışmaya katılmaması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.


Begovic, İsrail’in yarışmada olmasının Eurovision’un değerleriyle çatıştığını vurgulayarak, “Ben Bosna Hersekliyim. Soykırım yaşamış ülkeden gelen biri olarak, şu anda Gazze’de olanları görmek benim için gerçekten çok zor. Sahnede Gazze’de yaşananları pembe gözlüklerle anlatan bir şarkıcının olduğu gerçeğini kabul etmek benim için gerçekten çok zor.” eleştirisinde bulundu.


İsrail devlet televizyonu KAN’ın, bu yıl yaklaşık 60 kural ihlali yaptığını savunan Begovic, “Eğer bir yayıncı ya da bir ülke kuralları ihlal ediyorsa (yarışmadan) men edilmelidir. Bu yıl, İsrail tarafından çiğnenen çok fazla kural oldu.” ifadesini kullandı.


“EBU ve Eurovision, sadece onların ‘kendi gündemlerine’ uyduğu zaman politik değil”


Begovic, “Eurovision’un politik bir yarışma olmadığı” yönündeki yorumların ancak yayıncı kuruluşa ve yarışmaya ters düşmeyen koşullarda geçerli olduğuna işaret ederek, “EBU ve Eurovision, sadece onların ‘kendi gündemlerine’ uyduğu zaman politik değildir.” dedi.


Yarışmanın en büyük sponsorunun İsrailli bir şirket olduğunu anımsatan Begovic, “Bu yüzden EBU’nun, İsrail’i neden men etmediği anlaşılabilir çünkü bu sadece para ve politikayla ilgili.” değerlendirmesini yaptı.


Begovic, yarışmanın düzenlendiği arena ve çevresinde üst düzey güvenlik önlemlerinin alındığını aktararak, yarışmadaki atmosferi ve buna tepkisi ile ilgili şunları söyledi:


“Polis memurları, askerler var. Daha önce hiç görmediğim devasa askeri araçlar var. Canlı gösteriler olduğunda binaların tepesinde keskin nişancılar konuşlanıyor. Her ne kadar güvenliğin varlığından memnun olsam da aynı zamanda bu beni huzursuz ediyor çünkü buraya bir müzik yarışması için geldim. İnsanların şarkı söylediği bir yarışma için neden bu kadar güvenliğe, bu kadar polise, bu kadar askere ihtiyacımız olsun ki? Bu hiç mantıklı değil. Eğer İsrail, bu yarışmaya katılmasaydı, bu kadar güvenliğe gerek kalmazdı çünkü o zaman bu, sadece barışla ve müzikle ilgili bir yarışma olurdu.”


Güvenlik görevlilerinden Filistin destekçisi seyircilere baskı


İsrail’in provaları sırasında bazı seyircilerin, yasaklanan Filistin bayrağı açtığını, kendisi de dahil bazılarının da “Özgür Filistin” sloganları attığını aktararak Begovic, güvenlik görevlilerin bu tür eylemlere anında müdahale ettiğini dile getirdi.


Yarışmanın basın kısmına da akredite olan Begovic, arenada tanık olduğu olaya ilişkin de şu ifadeleri kullandı:


“İsrail’in performansı başladığında arenada tüm güvenlik görevlileri herhangi bir bayrak görmediklerinden emin olmak için seyircileri dikkatle izlemeye başlıyor. Provaya giden meslektaşlarımdan biri, yanında Filistin bayrağı getirmişti. Güvenlik görevlileri gördü ve arenanın dışına çıkartıp elinden bayrağı aldı. 5 dakika kadar sonra da bayraksız olarak geri dönmelerine izin verildi.”


Kendisinin de prova sırasında “Özgür Filistin” sloganı attığını dile getiren Begovic, bunun üzerine güvenlik görevlisinin onu susması için uyardığını aksi takdirde arenadan dışarı atmakla tehdit ettiğini anlattı.


Begovic, “Bu, beni durdurmadı. Kolay kolay gözüm korkmaz ve ifade özgürlüğüne inanırım. Bu yüzden slogan atmaya devam ettim.” dedi.


İsrail’in, provalar ve yarı finaldeki performansı boyunca seyirciler tarafından yuhalanmasına rağmen canlı yayında bunların duyulmadığına dikkati çeken Begovic, “Kesinlikle bir tür teknoloji kullanıldığını (yuhalamaları bastıran ve sahte alkış sesi veren) fark edebilirsiniz çünkü duyulan sesler çok farklı. Çarşamba gerçekleşen provalara gittim ve orada bu teknolojiyi test ettiler.” diye konuştu.


“İsrail, Eurovision’u kazanırsa bu yarışmanın sonu olur”


İsrail’in, bu yıl kazanması halinde bunun “Eurovision’un sonu olacağı” yorumunu yapan Begovic, “Böyle bir şeyden sonra toparlanabileceklerini sanmıyorum. Şu anda yaşananlar sırasında İsrail, Eurovision’u kazanırsa, bu büyük protestolara ve Eurovision’a karşı sonsuza dek sürecek büyük bir boykota neden olur.” dedi


İsrail’in katılımının yarışmadaki basın mensuplarınca da desteklenmediğini vurgulayan Begovic, basına ayrılan kısımda İsrailli şarkıcı Golan’a ilgi ve alakanın olmadığını dile getirdi.


Begovic, şöyle devam etti:


“Medyanın yüzde 50’sinden fazlasının İsrail’i desteklemediğini, performansları sırasında tezahürat yapmadığını ve Eden’in ekibiyle hiç etkileşime girmediğini söyleyebilirim. Eden (Golan) basın kısmına açıklama yapmaya geldiğinde, birçok medya kuruluşu röportaj yapmaya bile yanaşmıyor çünkü İsrail’in bu yılki Eurovision’a katılımını haberleştirmek istemiyorlar.”

Kaynak

[ideabox_newsletter]

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.

Giriş Yap