- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
UAD’den yapılan açıklamada, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi çerçevesinde İsrail’e açtığı davaya Filistin’in de katılma talebinde bulunduğu aktarıldı.
UAD, bugün yaptığı başka bir açıklamada, Filistin’in, soykırım sözleşmesi kapsamındaki uyuşmazlıklar için Divanın yargı yetkisini tanıyan bir bildirimde bulunduğunu belirtmişti.
İki maddeden aynı anda başvuru
Filistin, Divan Şartı’nın hem 62. maddesi hem de 63. maddesi uyarınca, birlikte ve alternatifli olarak Güney Afrika’nın davasına müdahil olmak istedi.
Açıklamaya göre, Filistin ilk olarak Divan Şartı’nın hem 62. maddesi kapsamında “verilecek karardan hukuki menfaati etkilenen” devlet olarak “müdahillik başvurusu” yaptı; söz konusu davanın kendisini “özellikle ilgilendirdiği”ni aktardı.
Filistin, 62. madde kapsamındaki başvurusunda, davaya “taraf olmayan” müdahil devlet olmak istedi.
İkinci olarak; Filistin’in “uyuşmazlık konusu sözleşmenin yorumuna ilişkin beyanda bulunma amacıyla müdahil olma hakkı veren” Divan Statüsü’nün 63. maddesi kapsamında “müdahillik bildirimi”nde bulunduğu aktarıldı.
Daha önce Nikaragua’nın Divan Şartı’nın 62. maddesi kapsamında müdahillik başvurusunda, Kolombiya, Libya ve Meksika’nın Divan Şartı’nın 63. maddesi uyarınca müdahillik bildiriminde bulunduğu açıklanmıştı.
Divan Şartı’nın 62. Maddesi kapsamındaki “müdahillik başvurusu”
Devletler, UAD nezdinde açılmış bir davaya, 2 madde üzerinden müdahil olabiliyor.
Bunların birincisi; “müdahillik başvurusu” olarak belirtilen ve Divan Şartı’nın 62. maddesi uyarınca “Bir devlet, davadaki karardan etkilenebilecek hukuki nitelikte bir menfaati olduğunu düşünürse mahkemeden müdahil olmasına izin verilmesini talep edebilir.” hükmüne dayanıyor.
Divan Şartı’nın 62. maddesi uyarınca yapılan müdahillikler Divanın iznine bağlı olurken, devletlerden bu madde uyarınca yaptıkları müdahillik başvurularında dava sonucunun kendilerini özellikle etkileyecek bir hukuki menfaatinin varlığını ispat etmeleri bekleniyor.
Devletler, 62. madde kapsamında davaya “taraf olan” veya “taraf olmayan” müdahil devlet şeklinde yer alabiliyor.
UAD, 62. madde kapsamındaki müdahilliklerde, müdahil devletlere uyuşmazlığın esasına ilişkin somut olayla ilgili yorum ve beyanlarda bulunma, duruşmalara katılma, yazılı ve sözlü beyan ve taleplerde bulunma gibi haklar veriyor.
63. madde kapsamında “müdahillik bildirimi”
İkinci olarak; Divan Şartı’nın 63. maddesi uyarınca yapılacak müdahillik bildiriminde uyuşmazlık konusu somut olaydan ziyade, uyuşmazlık konusu olan sözleşmenin nasıl yorumlanması gerektiğine ilişkin genel beyanda bulunma imkanı getiriliyor.
UAD Statüsü’nün 63. maddesi uyarınca yapılan müdahillikler, devletler için bir “hak” olarak görülüyor ve Divan, dava taraflarının beyanını aldıktan sonra bu bildirimin şekli incelemesine göre müdahillik hakkının kullanımını kabul veya reddediyor.
Bu maddedeki müdahillik hakkının kullanıdığına ilişkin bildirim uygun görülürse, Divanın o davanın kararında yaptığı yorum müdahil devlet için de aynı derecede bağlayıcı oluyor.
UAD’de İsrail aleyhine açılan soykırım davası
Güney Afrika Cumhuriyeti, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık 2023’te İsrail aleyhine UAD’de dava açmıştı.
Güney Afrika, Gazze’deki durumun aciliyet teşkil etmesi sebebiyle ihtiyati tedbir talep ettiği Divan, 26 Ocak’taki kararında, İsrail’in Soykırım Sözleşmesi’nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri almasına ve Gazze’de ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemleri almasına hükmetmişti.
Güney Afrika’nın 6 Mart’ta Gazze’de baş gösteren kıtlık nedeniyle yaptığı ek tedbir başvurusunu kabul eden Divan, 28 Mart’ta İsrail aleyhine özellikle insani yardımların Filistinlilere ulaşmasını sağlaması için ek tedbirlere karar vermişti.
Güney Afrika’nın, 10 Mayıs’ta Gazze’deki durumun telafisi mümkün olmayacak derecede kötüleştiği gerekçesiyle üçüncü kez yaptığı ek tedbir başvurusuna ilişkin olarak Divan, 24 Mayıs’taki tedbir kararında, İsrail’in Refah’a yönelik saldırılarını derhal durdurmasına, insani yardımları engellememesine ve suçlarını araştıracak BM görevlilerinin Gazze’ye girişine izin vermesine hükmetmişti.