- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Almany’da Kreuzberg ilçesindeki Oranien Meydanı’nda toplanan binlerce kişi, daha sonra Mitte ilçesinde bulunan Neptunbrunnen Meydanı’na kadar yürüdü.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto eden göstericiler, Filistin bayrakları ile üzerinde “Gazze’deki soykırım hepimizi etkiliyor”, “Soykırımı durdurun, Filistin özgür kalacak”, “Gazze’de soykırımı durdurun”, “Siyonizm suçtur, ellerinizi Filistin’den çekin” ve “İşgal terörünü bitirin” yazan döviz ve pankartlar taşıdı.
Alman hükümetinin İsrail’e verdiği desteği eleştiren göstericiler, “Almanya finanse ediyor, İsrail bombalıyor”, “Alman silahı, Alma parası, dünyanın her yerinde cinayet”, “İsrail terör devletidir”, “Ateşkes şimdi” ve “İşgali durdurun” şeklinde sloganlar attı.
Breite ile Fischerinsel caddelerinin kesiştiği bölgede yürüyüşü durduran polis, gösteriye müdahale etti. Çıkan arbedede polis göstericilere yönelik biber gazı kullandı ve çok sayıda eylemciyi gözaltına aldı. Biber gazından etkilenen birçok gösterici olay yerine gelen ambulansta ayakta tedavi edildi.
Arbedenin ardından polisin devam etmesine izin verdiği yürüyüş, Neptunbrunnen Meydanı’nda son buldu.
Polis Sözcüsü Anja Dierschke, yaptığı açıklamada, gösteride gözaltına alınanların tam sayısını veremeyeceğini ancak bu sayının şimdilik 10’un altında olduğunu söyledi.
Dierschke, bu kişilere iftira atmak ve halkı kışkırtmak suçlamalarının yöneltildiğini belirtti.
Sözcü Direschke, gösteriye 6 bin 200 kişinin katıldığını kaydetti.
Gösteriyi düzenleyenler ise 10 binden fazla kişinin gösteriye katıldığını duyurdu.
İngiltere
Londra’da Regent Caddesi’nde Filistin’le dayanışma göstermek ve Gazze’de ateşkes çağrısıyla başlayan yürüyüş Başbakanlık Ofisi 10 Numara’nın bulunduğu Downing Sokağı girişinde sona erdi.
Yaklaşık 250 binden fazla insanın katıldığı yürüyüşte protestocular “Özgür Filistin”, “Nehirden denize Filistin özgür olacak” ve “Rishi Sunak saklanamazsın, seni soykırımla yargılayacağız” sloganları attı.
Yürüyüş güzergahında, yolun daraldığı bir noktada Filistin destekçileri ile İsrail destekçileri karşı karşıya geldi. Polisin ve yürüyüş organize edenlerin aldığı önlem sayesinde büyük bir olay yaşanmazken, İsrail destekçisi bir kişi, Filistin destekçileriyle sözlü tartışmaya girdi.
İsrail destekçisi eylemci, polis tarafından yürüyüş güzergahından çıkarılırken, Filistin destekçileri büyük bir pankartı iki grup arasında açarak taraflar arasındaki teması kesti.
“Bu hayali gerçekleştirmek bizim görevimizdir”
Downing Sokağı girişinde kurulan platformda ilk konuşmayı 14 yaşındaki Filistinli Abdurrahman yaptı.
Tüm Filistinli çocuklar adına konuştuğunu belirten Abdurrahman, “Tüm çocuklar gibi eğitimimize devam etmek, ailemizle yaşamak istiyoruz. Ancak İsrail buna izin vermiyor ve tüm dünya buna sessiz kalıyor.” dedi.
Abdurrahman, çocukların daha iyi bir Filistin için hayal kurmaya devam edeceğini vurgulayarak, “Kötüye teslim olmayacağız ve özgür Filistin hayali kurmaya devam edeceğiz. Bugünün yetişkinleri bunu gerçekleştiremezse, bu hayali gerçekleştirmek bizim görevimizdir. Bugünün çocukları geleceğin liderleridir.” diye konuştu.
PCS sendikası üyesi memurlar, İsrail’e silah satışına onay vermeyecek
Filistinli foto muhabiri Motaz Azaiza da 200 günü aşan Gazze saldırılarında umudunu kaybettiği anlar olsa da Londra’daki yürüyüşün kendisine yeniden umut verdiğini söyledi.
Gazze’nin güzelliklerini göstermek için foto muhabirliğe başladığını anlatan Azaiza, İsrail’in Gazze’deki saldırılarıyla Gazzelileri bölgeden çıkarmayı amaçladığını ifade etti.
Azaiza, “Çektiklerimden gördüğünüz gibi masum bebekleri öldürüyorlar. Evinde yaşamak isteyen herkesi öldürüyorlar.” diye konuştu.
Kamu ve Ticari Hizmetler Sendikası (PCS) Genel Sekreteri Fran Heathcote, devlet memuru olan üyelerinin silah satışıyla ilgili belgeleri işleme koymayacağının ve bu taleplerin gelmesi halinde iş bırakma eylemi yapacaklarının altını çizdi.
Heathcote, “Üyelerimizin, İsrail’in Gazze’deki korkunç saldırılarını onaylamasına izin vermeyeceğiz. Filistin için, Orta Doğu için ve tüm insanlık için İsrail’e silah göndermeyi durdurmalı, acil ateşkesi sağlamalı ve ölümlere son vermeliyiz.” ifadelerini kullandı.
“Bu kadar zaman geçip hiçbir şeyin değişmemesine inanamıyorum”
Soyadını paylaşmak istemeyen Adrian isimli protestocu yaptığı açıklamada, Gazze’de yaşananların soykırım kabul edilmesi için yeterli delil olmasa Uluslararası Adalet Divanında sürecin bu kadar uzamayacağına dikkati çekti.
Adrian, İngiliz hükümetinin tarafsızlık istediğini belirterek, şunları kaydetti:
“Tarafsız davranarak mazlumun haklarına saygı göstermeli. Ancak görünen o ki parlamentomuza bile sızılmış. Muhafazakar Partinin yüzde 80’i İsrail’in dostu olarak İsrail’e karşı yanlı bir tutum sergilenmesini destekliyor. İşçi Partisinin yüzde 37’si İsrail’in dostu. Rusya’nın dostu ya da Çin’in dostu diye benzeri bir grup olsaydı bu çok büyük bir tepki uyandırırdı. Rusya, Ukrayna’ya baskı yapıyor ve ülkemiz Ukraynalılara karşı harika bir misafirperverlik gösteriyor. Ukraynalılara evlerimizi açıyoruz, Ukrayna’ya silah gönderiyoruz ancak İsrail benzeri bir baskıyı Filistinlilere yaptığı zaman mazlumun yanında yer almıyoruz.”
İsrail’in kuruluşunda önemli etkisi olan Balfour Deklarasyonuna değinen Adrian, burada geçen yerel halka saygı duyulması ilkesinin ihlal edildiğine işaret etti.
Adrian, batı dünyasının Filistinlilerin yaşadıklarına tepki göstermediğini de aktararak, “Aynı şey İrlanda’da olsaydı, İngiliz ordusu 35 bin İrlandalıyı öldürseydi dünya böyle sessiz kalmazdı. Sadece Orta Doğulu oldukları için bunlar oluyor. Irksal bağımız yok ancak sorumluluklarımız var.” ifadelerini kullandı.
Claire Lodge isimli eylemci ise 7 Ekim’den bu yana tüm yürüyüşlere katıldığını dile getirerek, “Başta, 1-2 hafta sonra dünyanın yaşananlara bir dur diyeceğini düşünüyorduk. Bu kadar zaman geçip hiçbir şeyin değişmemesine inanamıyorum.” dedi.
Lodge, İngiltere hükümetine inancı kalmadığını da ifade etti. Seçimlerle iktidar değiştirmenin de Gazze’deki duruma etki etmeyeceğini kaydeden Lodge, finansal boykot ve işleri durduracak eylemlerin etkili olacağını söyledi.
Yaşadığı bölgede iktidardaki Muhafazakar Partinin desteklendiğini anlatan Lodge, “Orada bile Filistin meselesine çok büyük destek var ancak hiçbir değişiklik olmuyor.” diye konuştu.
İrlanda
İrlanda Filistin Dayanışma Derneğince, Dublin’deki “Garden of Remembrance” parkında düzenlenen gösteriye birçok dernek, siyasi parti yetkilileri ve yüzlerce insan katıldı.
Filistin ve İrlanda bayrakları taşıyan göstericiler daha sonra Kildare Caddesi’ne yürüdü.
Göstericiler, “Gazze’deki soykırımı bitirin”, “Şimdi ateşkes” ve “Özgür Filistin” yazılı dövizler taşıdı.
Gösteriye katılan Türk vatandaşı Burak Kuralkan ve Dublin College Üniversitesi (UCD) öğrencisi Heather Eogan, açıklamalarda bulundu.
“‘Yalnız değilsiniz’ demek için buradayız”
İsrail’in tüm dünyanın gözü önünde yapmış olduğu katliamı, herkesin televizyonlardan izlediğini söyleyen Kuralkan, “Adaletin kaybolduğu, insanlığın yok olduğu bugünlerde Filistin halkı bize harika bir direnişi gösteriyor ve biz de bugün onların yanında olduğumuzu söylemek için aslında buradayız. En azından biz de ‘sizlerin yanınızdayız’, ‘yalnız değilsiniz’ demek için buradayız.”diye konuştu.
Kuralkan, “İsrail’in yapmış olduğu bu soykırım, bu adaletsizlik maalesef hepimizi derinden etkilemekte ve üzmekte. Filistin halkının da hepimize o kararlı duruşuyla, inancıyla aslında büyük bir insanlık ve iman dersi verdiğini görüyoruz.” dedi.
Gösteriye katılmalarının önemli olduğunu belirten Eogan, UCD’nin İsrail’i boykot etmesi ve yaptırım uygulaması için kampa devam ettiklerini, protestoya destek amaçlı kamptan bir ekibin buraya geldiğini, insanların UCD’nin tepkisinin ne kadar utanç verici olduğunu ve tepki verme konusunda eylem eksikliğini bilmeleri için görünürlüklerini arttırmak istediklerini dile getirdi.
Eogan, “Şu anda Filistin’de olup bitenleri düşünmek bile korkunç. Refah’ta şiddetin tırmandığını düşünmek korkunç. Buna karşı önlem almak istemeyenlerin olduğunu düşünmek inanılmaz, bu yüzden benim ve öğrenci arkadaşlarım için harekete geçmek kolay. Neyi riske attığımızın bir önemi yok çünkü Filistin’deki insanların ne kaybettiğini hayal etmek bile mümkün değil.” ifadelerini kullandı.
Avusturya
Başkentin 10’uncu bölgesindeki Kültürler Meydanı’nda toplanan binlerce kişi, Filistin bayraklarının yanı sıra “Soykırıma hayır”, “Terörist İsrail”, “Özgür Gazze” yazılı pankartlar taşıdı.
Nekbe-Büyük Felaketin 76’ncı yıl dönümü nedeniyle ülkenin birçok yerinden başkente gelen Filistin destekçileri, konuşmaların ardından Favoritenstrasse üzerinden Antonplatz’a kadar yürüdü.
Gösteride, “İntifada ve Nehirden denize Özgür Filistin” sloganları atılmaması, aksi takdirde protestoya izin verilmeyeceği uyarısında bulunuldu.
Nekbe’nin tarihçesi ve Gazze’de yaşananların anlatıldığı gösteride konuşan SÖZ (Geleceğin Sosyal Avusturya’sı) Partisi Başkanı Hakan Gördü, Avusturyalı siyasetçilerin Gazze’de olup bitenden haberdar olduklarını, sivillerin, çocukların, kadınların öldürüldüğünü bildiklerini ama buna rağmen sessiz kaldıklarını söyledi.
Gördü, “Bugün bir siyasi görüş, bir ideoloji, bir din adına değil, sadece insanlık adına konuşuyoruz. Hıristiyan, Müslüman ve Yahudiler hep birlikte, sivillerin, çocukların öldürülmesinin yanlış olduğunu söylemek için buradayız.” diye konuştu.
Alman siyasetçi, eski Federal Meclis Milletvekili Annette Groth da Gazze’deki soykırım ve barbarca katliamlara kayıtsız kalmayan sayısız insanın sokaklara inerek tepkisini ortaya koyduğunu ancak Avrupa’da birçok ülkede Filistin’e destek gösterileri düzenleyenlere yönelik baskıların ciddi oranda arttığını anlattı.
Groth, 2010’da Mavi Marmara gemisinde bir aktivist olarak bulunduğunu, o dönemde İsrail askerlerinin yaralı aktivistlere ne kadar acımasızca davrandığına şahit olduğunu anlattı.
Alman Başbakan Scholz’a Gazze tepkisi
Tel Aviv yönetiminin Refah’a yönelik başlattığı işgal girişimine rağmen Alman Başbakan Olaf Scholz’un hala “İsrail’in insan haklarına ve uluslararası hukuka riayet ettiğini” söylediğini hatırlatan Groth, şöyle devam etti:
“Nerde yaşıyor bu Şansölye (Başbakan)! Hepimiz biliyoruz ki çok uzun zamandır İsrail, insan haklarına ve uluslararası hukuka saygı göstermiyor. Bu nedenle bizler sokaklardayız. İsrail’den bir gazetecinin yazdığı gibi, Gazze’de tahliye alanları, yok etme alanlarına dönüştü. Bizler (Gazze’de insanların) yok edildiğine şahidiz. Bu nedenle, her yerde yüksek sesle söylüyorum; (Bu katliamlar) Benim adıma yapılmasın.”