Prostat kanseriyle bağlantılı DNA’daki genetik farklılıkları saptayan tükürük testinden, keşfedilen balık türüne Yüzüklerin Efendisi karakteri “Sauron”un isminin verilmesine kadar haziranda dünyada birçok bilimsel gelişme yaşandı.
Bilim ve teknoloji dünyasında ortaya çıkan her keşif ve yapılan her deneyle insanoğlu, evrenin karmaşık işleyişini anlamaya daha da yaklaşıyor. Haziran ayında öne çıkan bazı bilimsel gelişmeler.
Londra’daki Kanser Araştırmaları Enstitüsünün (ICR) ve “The Royal Marsden NHS Foundation Trust”tan araştırmacılar, prostat kanseriyle bağlantılı DNA’daki genetik farklılıkları saptayan test geliştirdi. Araştırmacılar, yeni geliştirilen tükürük testinin, hızlı büyüyen ve yayılma ihtimali bulunan kanseri, var olan kan testlerine kıyasla daha yüksek oranda belirlediğini saptadı.Araştırmanın “Barkod 1” adı verilen ilk deneyinde, 55-69 yaş aralığındaki 6 bin 142 erkeğin tükürüğü incelendi. Prostat kanserine bağlı 130 genetik farklılık üzerinden değerlendirilen tükürük testlerinde, yalnızca kan testleriyle belirlenemeyecek hızlı büyüyen ve yayılma ihtimali bulunan kanser hücreleri daha kolay tespit edildi. Araştırma sonucunda, tükürük testlerinin, Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) taramalarından ve standart kan testlerinden daha güvenilir sonuçlar sağladığı saptandı.
ICR’den araştırmacılar, farklı tiplerde meme kanserine yakalanan 78 kişiden hastalığın teşhisi, ameliyat ve kemoterapi aşamaları sonrasında topladıkları numuneleri “ultra hassas” veri oluşturduğunu söyledikleri “sıvı biyopsi” yöntemiyle alınan kan testiyle inceledi. Araştırmacılar, yeni test uygulamasında hastalardan 1 yıl boyunca her 3 ayda ve sonraki 5 yıl boyunca da her 6 ayda bir kan alarak deneklerin takibini yaptı.Araştırmada, testin, hastalığın belirtileri yeniden ortaya çıkmadan ya da taramalarda fark edilmeden yaklaşık 15 ay öncesine kadar tespit edilebileceği görüldü. Testin, hastaların kanına kanser hücrelerince salınan ve DNA yapısında 1800 civarında mutasyona yol açan değişiklikleri algıladığı belirtilen araştırmada, bu kan testi aracılığıyla 11 kadında meme kanserinin nüks edeceğinin önceden tespit edildiği açıklandı.
İngiltere’nin güneydoğusundaki Surrey bölgesinde yaşayan Cecil Farley, 15 yıl boyunca sağ gözünde sorun yaşadı ve bir süre sonra da bu gözündeki görme yetisini kaybetti.Farley’e görme yetisini geri kazandırmak için insan korneasıyla yapılan bir önceki ameliyat başarısız oldu ve doktorlar bir sonraki ameliyatın da başarısız olabileceği uyarısında bulundu.Farley’in gözüne şubatta yapay kornea implantı yerleştirildi. Bu uygulamayla görme yetisini geri kazanan 91 yaşındaki Farley, İngiltere’de yapay kornea nakli yapılan ilk kişi oldu.
Oxford Üniversitesinden bilim insanları tarafından yürütülen çalışmada, prostat kanseri olan 23 erkeğe, prostatlarını almak üzere ameliyata girmeden önce işaretleyici floresan boya enjekte edildi. Floresan boya, kanser hücrelerini ve bunların pelvis ve lenf düğümleri gibi diğer dokulara yayıldığı yerleri vurguladı.Floresan boya, çıplak gözle görülemeyen küçük kanserli dokuları aydınlatarak cerrahların, sağlıklı dokuyu koruyarak her bir kanser hücresini çıkarmasını sağlıyor. Bu ise ameliyat sonrası olası yan etkilerin daha az yaşanması anlamına gelebilir.Çalışmada yer alan Oxford Üniversitesinden Prof. Dr. Freddie Hamdy, yaptığı açıklamada, cerraha, kanser hücrelerinin nerede olduğunu ve yayılıp yayılmadığını görmesi için ikinci bir çift göz verdiklerine işaret ederek, bu teknikle tümörden yayılan ve daha sonra tekrardan geri gelme ihtimali olan hücreler de dahil olmak üzere tüm kanseri ortadan kaldırabileceklerini belirtti.Hamdy, ilk defa ameliyat sırasında prostat kanserinin bu kadar ince ayrıntılarını gerçek zamanlı olarak görmeyi başardıklarını dile getirerek, “inkontinans ve erektil disfonksiyon” gibi yaşamı etkileyen gereksiz yan etkileri azaltmak için prostat çevresindeki sağlıklı yapıları mümkün olduğunca koruyabildiklerini vurguladı.
Çin’in Ay’ın karanlık yüzüne gönderdiği “Çang’ı 6” keşif aracı, topladığı kaya ve toprak örnekleriyle Dünya’ya döndü.Çang’ı 6, bugüne dek Ay’ın karanlık yüzeyinden kaya ve toprak örneği toplayan ilk keşif görevi olurken Çin de bunu yapan ilk ülke oldu.
İskoçya’nın Glasgow Üniversitesinden yapay zeka uzmanları ve kanser hakkında çalışmalar yapan bilim insanlarından oluşan bir ekip, kanser hastalıklarının teşhisinin kolaylaşması için yapay zeka teknolojisinden yararlandı.Araştırmacılar, geliştirdikleri “Histomorfolojik Fenotip Öğrenme” (HPL) adlı bilgisayar programıyla patologların kanser teşhisi koymasının kolaylaşıp hızlanabileceğini açıkladı.ABD Kanser Enstitüsünün Kanser Genom Atlası veri tabanındaki 452 hastanın akciğer doku örneklerinin binlerce yüksek çözünürlüklü görüntüyü toplayan araştırmacılar, görüntüleri analiz etmek ve görüntülerdeki örüntüleri tespit etmek için kendi kendini eğiten bir algoritma geliştirdi.Araştırmacılar, görüntüleri binlerce küçük kareye ayıran algoritmanın, doku örneklerindeki hücrelerin görsel özelliklerini tanıma ve sınıflandırma sürecinde kendini eğiterek yüzde 99 doğruluk oranıyla ayrım yapabildiğini saptadı.Doktorlar, kanserin tekrarlama olasılığını ve zamanlamasını yüzde 64 doğru tahmin ederken, HPL’de bu oranın yüzde 72 olduğu gözlemlendi.
“Neotropical Ichthyology” dergisinde yayımlanan makalede bir grup uluslararası araştırmacının Amazon Nehri’nde piranalarla yakın akraba yeni pacu türünü keşfettiği bildirildi.Keşfedilen yeni türün üzerinde dikey siyah bir çizgi ile turuncu renklerin hakim olduğu belirtilen makalede, bu renklerin J.R.R. Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi serisinde büyük ve ateşli gözü simgeleyen “Sauron” karakteriyle benzerlik gösterdiği ifade edildi. Makalede, yeni keşfedilen türe “Myloplus Sauron” isminin verildiği duyuruldu.
Oxford Üniversitesinden araştırmacılar, 8 ay boyunca Uganda’daki Budongo Ormanı’nda yaşayan iki şempanze grubunu ve tükettikleri 13 bitki türünü araştırdı. Neubrandenburg Uygulamalı Bilimler Üniversitesi araştırmacıları tarafından incelenen bitkilerin iltihap sökücü ve antibiyotik özelliklerinin bulunduğu gözlendi.Hastalık belirtisi gösteren şempanzelerin, iyileşmek için yaprak yeme ve kabuk çiğneme gibi davranışlar sergiledikleri ortaya çıktı. Şempanzelerin parazitlerden kurtulmak amacıyla da yaprak yedikleri, çalıların kabuklarındaki yumuşak dokuyu, benzer rahatsızlıklarını iyileştirmek için çiğnedikleri tespit edildi.
Kaynak
Kaynak